4 Eylül 2012 Salı

Giraffaititan


Giraffatitan'ın anlamı "dev zürafa" olup günümüzden yaklaşık 150 milyon yıl önce Jura Devri'nde (Kimmerisiyen-Titoniyen aşamalarında) yaşamış ve sauropod dinozorlar grubu içinde yer alan bir cins ismi. Başlangıçta Brachiosaurus'un (B. brancai) Afrikalı bir türü olarak adlandırıldı. Giraffatitan yeryüzündeki yaşamış olan en büyük canlılardan biridir.
Konu başlıkları  [gizle]
1 Tanımlama
1.1 Boyutları
2 Tarihçe ve sınıflandırma
3 Paleobiyoloji
3.1 Beyin
3.2 Metabolizma
3.3 Nostril yapısı ve burnun kafatasındaki yerleşimi
3.4 Çevre ve davranış şekli
4 Popüler kültürde Giraffatitan
5 Kaynakça
Tanımlama [değiştir]



Baş iskeleti, Berlin - Doğa Bilimleri Müzesi
Giraffatitan, uzun boyunlu ve bacaklı, göreceli olarak küçük bir beyine sahip dört ayak üzerinde yol alan ve otçul olarak beslenen sauropod grubuna dahil bir dinozordu. Zürafaya benzer bir vücuda sahip olup ön ayakları ve boynu vücudunun diğer bölümlerine oranla çok uzundu.
Baş iskeletinde ön taraftaki gözleri çevreleyen uzun bir kemere sahip olup bu kemer kemikli burun delikleriyle diğer bazı boş deliklere bağlanmıştı ve tornavidaya benzer spatula tipi dişlere sahipti. Ön ayağındaki ilk parmakla arka ayağındaki ilk üç parmağı pençeliydi.
Geleneksel olarak göze çarpan yüksek tepeli baş iskelet yapısı tipik olarak sadece Giraffatitan brancainin de dahil olduğu Brachiosaurus cinsine ait bir özellik olarak görülmüştü ama bilinen Brachiosaurus kalıntıları içinde sadece Tanzanya'da bulunan türlerde bu özelliğin var olduğu saptandığı için Brachiosauruslar artık Giraffatitan cinsine dahil edilmiştir. Bunun yanında Brachiosaurus altithorax'un bu özelliği göstermemesi olasılık içindedir.
Boyutları [değiştir]
Uzun bir süre -Amphicoelias daha önce bulunmuş olduğu halde- Giraffatitan'ın yeryüzünde yaşamış olan en büyük hayvan olduğu düşünülmüştü. Birtakım titanozor örnekleri (örneğin Argentinosaurus, Puertasaurus ve Futalognkosaurus gibi) bulunduktan sonra Giraffatitanın en büyük dinozor olmadığı da ortaya çıkmıştır. Şu an Giraffatitan sadece en büyük Brachiosaur olarak bilinmektedir. Henüz tamamlanmamış fosil kanıtlara bakarak Sauroposeidonun da Giraffatitanı büyüklük ve ağırlık bakımından geride bıraktığı söylenebilir. Buna rağmen Giraffatitan şimdiye kadar tamamlanmış olan fosiller arasında hala en büyük dinozor olarak yer almaktadır. Tamamlanmış birçok fosil parçalara göre Giraffatitan'ın boyu 26 metre uzunluğundaydı.[1]


İnsan boyuyla karşılaştırılması
Tarihsel olarak daha önce G. brancainin en az 15 ton en çok da 78.26 ton ağırlığında olduğu tahmin edilmiştir.[2][3] Bu aşırı tahmini değerlerin şu an tam olarak doğru olmadıkları düşünülmektedir. Dale Russell ve ekibinin 1980 yılında yaptıkları en az 15 ton ağırlığa sahip olabileceği tahmini tüm vücudu yerine sadece küçük bir türün ön bacaklarına dayalı olarak yapılan ölçümler sonucu ortaya atılmıştı. Edwin Harris Colbert tarafından 1962'de yapılan en çok 78 ton tahmini ise zamana uymayan günümüzde eskimiş olan bir ölçüm metoduyla yapılmıştı. Kemik hacmi ile kas kitlesi ölçümlerini içeren bir modele dayalı olarak yapılan daha yakın zamanlı tahminlerde ise Giraffatitanın ağırlığı 23 ton ile 37 ton arası olarak ölçülmüştür.[4][5][6]
Tarihçe ve sınıflandırma [değiştir]



Alman Doğu Afrikası'nda Lindi yakınlarında yerli kazı işçileri ve Giraffatitan kemikleri, 1909
Giraffatitan brancai ilk kez 1914'de Alman paleontolog Werner Janensch tarafından 1909 ve 1912 yıllarında o zamanki adıyla Alman Doğu Afrikası olan Tanzanya'nın Lindi şehrine yakın Tendaguru Formasyonu'nda bulunan fosillere dayalı olarak Brachiosaurus brancai olarak adlandırılmış ve tanımlanmıştı. Bu dönemde beş farklı iskelet, iki kafatası, bazı ön ayak kemikleri, omurga ve diş gibi diğer kalıntılarla tanınıyordu. Bu tür günümüzden 145 ile 150 milyon yıl önce, Geç Jura Devri'nin Kimmerisiyen ve Titoniyen geçiş dönemlerinde yaşıyordu.


Bir sanatçının çizimi
1988 yılında Gregory Scott Paul, Tanzanya'da bulunan Brachiosaurus brancai nin Kuzey Amerika'daki Brachiosaurus ile, özellikle gövde omurgasının oranları ile önemli farklılıkları gösterdiğini ve daha narin yapılı olduğunu tespit etti. Gregory Scott Paul bu farklılıkları kullanma yoluyla Brachiosaurus (Giraffatitan) brancai ismini verdiği yeni bir alt cins oluşturdu. Daha sonra 1991'de George Olshevsky, bu farklılıkların Afrikalı brachiosaur türlerin kendi başına bir cins oluşturabilecek kadar yeterli olduğunu öne sürdü ve bu yeni cinse dev zürafa anlamına gelen Giraffatitan adını koydu.[7]


Giraffatitan kürek kemiği (HMN Sa9), Berlin Doğa Bilimleri Müzesi
Afrika ve Kuzey Amerika türleri arasındaki diğer farklılıklar 1998 yılında Kuzey Amerika'daki bir Brachiosaurus kafatasının incelenmesiyle gün ışığına çıktı. Neredeyse Afrika'dakilerden bir asır daha önce bulunan bu kafatası (Othniel Charles Marsh'ın daha önce Brontosaurusu inşa etmek için kullandığı kafatası] Brachiosaurus sp. olarak tanımlandı ve B. altithorax a da ait olabilir. Ön dişlerin şekli, Giraffatitanın sahip olduğu ayırt edici kısa burun ve yüksek tepeli kafatası özelliklerine kıyasla ondan daha uzun ve içi daha az boş olması gibi bazı özellikleri bakımından bu kafatası Camarasaurusa daha yakın görünmektedir.[8]
Giraffatitanın ayrı bir cins olarak sınıflandırılması başlangıçta diğer paleontologlar tarafından büyük ölçüde takip edilmediği gibi iki türün titizlikle yapılmış bir karşılaştırılması olarak da destek görmedi. Ancak 2009 yılında Michael Taylor buna dair detaylı bir karşılaştırma yaptı ve bu çalışmalarını yayınladı. Taylor bu çalışmasında Brachiosaurus brancainin hemen hemen karşılaştırılabilen her kemikte büyüklük, yapı ve sahip olduğu oranlar bakımından B. altithoraxtan farklılık sergilediğini gösterebilmiştir. Bu çalışma sayesinde ortaya çıkarılan farklılıklar Giraffatitanı ayrı bir cins olarak yerleştirilip sınıflandırılmasını geçerli kılmıştır.[4]
Paleobiyoloji [değiştir]

Beyin [değiştir]
Diğer sauropodlar gibi Giraffatitan da, sahip olduğu ağırlık ve büyüklük göz önünde tutulursa göreceli olarak küçük bir beyne sahipti. Giraffatitanın beyni yaklaşık 300 cm³ kadardı. 2009 yılında büyüklük tahminlerine dayalı olarak yapılan bir araştırma Giraffatitanın beyin ile vücut kütle oranı (zeka olasılığının kaba bir tahmini) 0.62 veya 0.79 olarak hesaplanmıştır. Bunun yanında Giraffatitan, kalça üzerinde yer alan ve bazı eski kaynaklarda yanıltıcı olarak "ikinci beyine" işaret eden spinal kord (omurilik) genişliği bakımından diğer sauropodlar ile de benzeşmektedir.[9]
Metabolizma [değiştir]
Eğer Giraffatitan endotermik yani sıcakkanlı bir dinozor ise sahip olabileceği tam büyüklüğe ulaşması yaklaşık 10 yıl alacaktı. Eğer poikloterm yani değişkensıcaklı bir canlı ise bu süre 100 yıl olarak tahmin edilmektedir.[10] Sıcakkanlı bir canlı olarak Giraffatitanın günlük enerji ihtiyacı muazzam büyük olacaktı; bu durumda günde ~182 kg'dan daha çok yemek yeme ihtiyacı doğacaktı. Eğer Giraffatitan tam bir soğukkanlı veya vücut ısısını cüsse büyüklüğüne bağlı olarak düzenleyen pasif bir endoterm ise günlük enerji ihtiyacını karşılamak için çok daha az besine ihtiyaç duyacaktır. Bazı bilimciler Giraffatitan gibi dev boyutlu dinozorların gigantoterm olabileceklerini öne sürmüştür.[11]
Nostril yapısı ve burnun kafatasındaki yerleşimi [değiştir]


Dijital bir canlandırma etli burun deliklerin üç olası konumunu göstermektedir. C şu an en olası seçenek olarak kabul ediliyor.[12]
Giraffatitanın burun deliklerinin baş iskeletindeki yerleşim şekli ve konumu, özellikle Witmer'in 2001 yılında[13] Science dergisinde buna dair hipotez olarak öne sürdüğü beş farklı kafatası bölgesi birçok tartışmanın kaynağı olmuştur. Aynı zamanda Giraffatitan gibi farklı sauropodların bir hortuma sahip olabileceğine dair hipotezler de öne sürülmüştür. Giraffatitan dahil dar burunlu hiçbir sauropod dinozorun olmayışı gerçeği bu tür hipotezleri daha ziyade çürütme eğilimindedir. Bir hortumun olmayışına dair daha güçlü bir kanıt Giraffatitanın aşınmış dişlerinden ve aşınma şeklinden elde edilmiştir. Giraffatitan dişlerinin aşınma şekli, onun hortumla yaprakları çekerken zaten yaprakların önceden yırtılmasından veya ağaç dallarının kırılmasından oluşan aşınma şeklinden ziyade bu aşınmanın bitki ve otları bizzat dişleriyle sökerek veya ısırıp çiğneyerek oluştuğunu göstermektedir.[12]
Çevre ve davranış şekli [değiştir]
Giraffatitan'ın koca burun deliklerine karşılık gelen nostril yapısı uzun süre için başın üstünde yer aldığı düşünülmüştü. Son birkaç 10 yılda bilimciler bu dinozorun nostril burun deliklerini şnorkel (hava alma borusu) olarak kullandığına ve onun ağır vücudunu desteklemek için zamanının büyük bir kısmını su altında batmış bir şekilde yatarak geçirdiğine dair bazı hipotezler ortaya koymuşlardır. Şu anki bilimsel konsensüs ise bu dinozorun tam bir kara hayvanı olduğu yöndedir. Yapılan çalışmalar su basıncının bu hayvanın su altında yatar vaziyette etkili bir şekilde nefes almasını engelleyeceğini ve ayaklarının suda işe yarayabilmesi için çok dar olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanında Lawrence Witmer'in 2001 yılında yaptığı yeni çalışmalar burun deliklerin göz hizasıyla aynı yükseklikte yer aldığını ve burun deliklerin de yine burun ucuna yakın olduğunu göstermiştir.
Popüler kültürde Giraffatitan [değiştir]



Giraffatitan iskeletinin eski yerinden sökülüp tekrar inşa edilmeden önceki hali
Berlin Doğa Bilimleri Müzesi'nde halka sergilenen ünlü ve tanınmış Giraffatitan brancai örneği, Guinness Rekorlar Kitabı'nda da belgelendiği ve belirtildiği gibi gerçekten dünyada sergilenmiş olan en uzun ve en büyük iskelet rekoruna sahiptir. 1909'dan başlayarak Werner Janensch Afrika'da Tanzanya'da G. brancai örneğine ait olan birçok ek parçalar bulmuş ve sonunda bugün gördüğümüz bu eksiksiz iskeleti başarılı bir şekilde inşa edebilmiştir.

Aardonyx


Aardonyx (Afrikaanca aard, "toprak" + Yunanca onux, "tırnak, pençe") prosauropod dinozorların bir cinsi olup Güney Afrika'daki alt Jura dönemine ait Elliot Formasyonu'ndaki tiptürü olan Aardonyx celestae fosiliyle bilinmektedir. A. celestae, bu türün bilinen ilk fosil malzemelerini düzenlemiş kişi olan Celeste Yates'in ismiyle anılır. Kol özellikleri prosauropodlar ile sauropodlar arasındaki ara özelliklere sahiptir.[1]
Aardonyx-un arka bacak ile pelvis kemerinin sahip olduğu yapı özelliklerinin incelenmesine göre, bu dinozor genelde iki ayak üzerinde yol almakla birlikte İguanodon'a benzer şekilde dört ayak üzerinde de hareket edebiliyordu. Bunun yanında Apatosaurus gibi dev boyutlardaki sauropod (kertenkele ayaklı) dinozorlar ile de bazı ortak özelliklere sahipti.[2] Avustralyalı paleontolog[3] Bu dinozor cinsini keşfeden Adam Yates ve ekibi Ekim 2009'da bilimsel bir dergi olan Kraliyet Derneği Tutanaklarında çalışmalarını basılı olarak yayınlamadan önce internette paylaşmış ve derginin Mart 2010 sayısı için ön görmüşlerdi.[2] Bu araştırmalara dahil olmayan Londra Doğal Tarihi Müzesi'nden Britanyalı paleontolog Paul Barrett'e göre Aardonyx'in keşfi, aslında iki ayaklı olan bir hayvanın dört ayak üzerinde bir yaşam sürdürmek için gerekli olan özel nitelikler kazanması açısından şimdiye kadar bildiğimiz kadarıyla sauropod dinozorların evrimindeki bir boşluğu doldurmaktadır.[2]
Bu araştırmaların eş yazarı olan Dr. Matthew Bonnan'a anlatımına göre; "Daha önce sauropodlar ile sauropodlara yakın olan dinozorların iki ayak üzerinde yol almış olmaları gerektiğini biliyorduk. Aardonyx'un bize gösterdiği şey ise dört ayak üzerinde yürümenin ve ağırlığı ayak içleri üzerinde taşımanın bu dinozorlarda tahmin edilenden daha önce başlamış olması". Bonnan'a göre, bilimsel düzeyde bu bilgiler gerçekten dinozorların nasıl devleştiğine dair hipotezleri tamamladığı ve test edilebilmelerini sağladığı gibi yeni dinozora dair bu tür veriler bazı anatomik eksiklikleri de doldurmaktadır.
Konu başlıkları  [gizle]
1 Tanımlama
2 Sınıflandırma
3 Kaynakça
4 Dış bağlantılar
Tanımlama [değiştir]



Aardonyx' ile insanın boyunun karşılaştırılması
Bu dinozor cinsi henüz tam olarak yetişkin yaşa erişmemiş ve olgun olmayan iki genç dinozora ait disartikülasyon kemiklerinden biliniyor. Elde edilen malzemeler arasında kraniyal kafatası parçaları, omurga, boyun ve sırt bölgelerine ait olan dorsal ve servikal kaburga kemikleri, gastral karın kemikleri, kuyruk başlangıcındaki şevron kıvrım kemiği, göğse ait pektoral ve pelvis kalça çıkıntıları, arka ve ön ayak kemikleri, manus el kemiği, distal ayak kemikleri bulunmuştur. Sınırlı lokal bağlantılarda tek yoğun birikimler halinde görülen bu kemiklerin varlığı bunların oldukça tamamlanmış bir karkas bina iskeletinden geldiğini göstermektedir.[4] Kemik gelişimden elde edilen bulgulara göre her iki bireyin ölüm anlarında, toplanılan kemiklerin dış zarında yer alması gereken periferik çizgilerin veya buna dair kalıntıların olmayışı yüzünden en az 10 yaşında oldukları tahmin edilmektedir. Ölüm anında henüz yetişkin bir yaşa giremediklerinin diğer bir kanıtı da skapula kürek kemiğinin artiküler eklem uçlarında kireçlenmiş kıkırdak oluşumudur.[1]
Sınıflandırma [değiştir]

Sauropodomorpha

 Plateosauridae



 Riojasauridae



 Gryponyx


 Massospondylidae



 Yunnanosaurus


 Jingshanosaurus

 Anchisauria

 Anchisaurus



 Aardonyx



 Melanorosaurus

 Sauropoda


 Antetonitrus


 Lessemsaurus




 Gongxianosaurus

  

 Tazoudasaurus


 Vulcanodon


 Eusauropoda











Yates ve diğer yazarlar tarafından hazırlanan kladogram, Aardonyx'un Sauropodomorpha alt takımı içinde yer aldığı konumu göstermektedir.[1]

Kaynakça [değiştir]

^ a b c Yates, A. M.; Bonnan, M. F.; Neveling, J.; Chinsamy, A.; Blackbeard, M. G. (2010). "A new transitional sauropodomorph dinosaur from the Early Jurassic of South Africa and the evolution of sauropod feeding and quadrupedalism". Proceedings of the Royal Society B 277 (1682): 787–794. doi:10.1098/rspb.2009.1440. PMID 19906674.
^ a b c Associated Press (November 11, 2009). Scientists: New dinosaur species found in South Africa. NPR.
^ Dixon, Robyn (2009-11-12). "New dinosaur a kind of missing link". Los Angeles Times: A24. http://www.latimes.com/news/nation-and-world/la-fg-south-africa-dinosaur12-2009nov12,0,7392969.story. Erişim tarihi 2009-11-14. Also published in the Australian newspaper The Age as:
Dixon, Robyn (2009-11-13). "Missing link African dinosaur discovery excites scientists". The Age: 11. http://www.theage.com.au/environment/missing-link-african-dinosaur-discovery-excites-scientists-20091112-icey.html. Erişim tarihi 2009-11-14.
^ Yates, A. M.; Bonnan, M. F.; Neveling, J.; Chinsamy, A.; Blackbeard, M. G. (2009). "A new transitional sauropodomorph dinosaur from the Early Jurassic of South Africa and the evolution of sauropod feeding and quadrupedalism". Proceedings of the Royal Society B 277 (1682): 787–794. doi:10.1098/rspb.2009.1440. PMID 19906674. PMC: 2842739. http://rspb.royalsocietypublishing.org/content/early/2009/11/09/rspb.2009.1440/suppl/DC1

Abelisaurus


Abelisaurus (anlamı: Abel’in kertenkelesi) Abelisaurus, Geç Kretase Devrinde, Güney Amerika’da yaşamış etobur bir dinozordur. 7-9 m uzunluğa kadar erişebildiği sanılmakla beraber, sadece kısmi bir kafatasından bilinmektedir.
Cins ismi, şu an fosilin içinde bulunduğu Arjantin Cipotelli Müzesi eski müdürü ve fosilin kaşifi olan Roberto Abel tarafından verildi. Bulunduğu, Arjantin’in Comahue bölgesine atfen isimlendirilmiş türü, A. Comahuensis’tir. Cins ve tür isimleri, Arjantinli paleontologlar lan Jose Bonaparte ve Fernando Novas tarafından, 1985 yılında verilmiştir. Onlar bu türü yeni ortaya attıkları Abelisauridae ailesine eklemişlerdir.[1]
Konu başlıkları  [gizle]
1 Sınıflandırma
2 Fosil materyalleri
3 Tartışmalı yaşı
4 Dipnotlar
5 Dış bağlantılar
Sınıflandırma [değiştir]

Son derece eksiksiz örnekler olan Aucasaurus, Carnotaurus ve Majungasaurus’u da içeren, çok sayıda abelisaurid dinozor fosilleri bulunmuştur. Bazı bilimadamları, Abelisaurus’u, Carnotaurinae alttakımının dışında temel bir abelisaurid olarak sınıflandırırlar.[2][3] Diğerleri bu pozisyon hakkında çok emin değillerdir.[4][5] Abelisauridlerin, ilişkili olmayan carcharodontosauridler ile birlikte, bazı belirleyici kafatası özellikleri vardır ve şuan Abelisaurus sadece bir kafatasından bilinse de, gelecek keşifler, bu cinsin, aslında bir carcharodontosaurid olduğunu gösterebilir.[6] Yine de, bu, olasısız düşünülür.[5]
Fosil materyalleri [değiştir]



Abelisaurus kafatası
Abelisaurus’un bilinen tek kafatası fosili, özellikle sağ tarafı olmak üzere, eksiktir. Damağın çoğu da kayıptır. Eksik parçalara rağmen, uzunluğu yaklaşık 85 cm kadardır. Carnotaurus gibi bazı diğer abelisauridlerde olan kemikli bir ibiği ya da boynuzları olmasa da, burun ve gözlerinin üzerinde olan kabaca hortum benzeri, keratinden olmayan ibikler, fosilleşme sürecinde yok olmuş olabilirler. Ayrıca, kafatasında, pek çok diğer dinozorda da bulunan ve kafasının ağırlığını azaltan çok büyük boşluklar vardı.[1]
Tartışmalı yaşı [değiştir]



Abelisaurus comahuensis fosilinin bulunduğu yer


tahmini Abelisaurus comahuensis
Abelisaurus, Patagonya’da bulunan pek çok dinozordan biridir. Başlangıçta, Allen formasyonundan (Arjantin’de Geç Kretaseden kalma bir formasyon) gelmiş olarak göründü; ama sonraki araştırmalar onun daha yaşlı olan Anacleto formasyonundan olduğunu kanıtladılar. Anacleto, 83-80 milyon yıl öncesine tarihlenen, bir jeolojik formasyondur.[7]
Dipnotlar [değiştir]

^ a b Bonaparte, J.F. & Novas, F.E. 1985. [Abelisaurus comahuensis, n.g., n.sp., Carnosauria of the Late Cretaceous of Patagonia.] Ameghiniana. 21: 259-265. [In Spanish]
^ Tykoski, R.S. & Rowe, T. 2004. Ceratosauria. In: Weishampel, D.B., Dodson, P., & Osmolska, H. (Eds.) The Dinosauria (2nd edition). Berkeley: University of California Press. Pp. 47-70.
^ Sereno, P.C., Wilson, J.A., & Conrad, J.L. 2004. New dinosaurs link southern landmasses in the Mid-Cretaceous. Proceedings of the Royal Society of London: Biological Sciences 271: 1325-1330.
^ Sampson, S.D., Witmer, L.M., Forster, C.A., Krause, D.A., O'Connor, P.M., Dodson, P., Ravoavy, F. 1998. Predatory dinosaur remains from Madagascar: implications for the Cretaceous biogeography of Gondwana. Science 280: 1048-1051.
^ a b Lamanna, M.C., Martinez, R.D., & Smith, J.B. 2002. A definitive abelisaurid theropod dinosaur from the early Late Cretaceous of Patagonia. Journal of Vertebrate Paleontology. 22(1): 58-69.
^ Novas, F.E. 1997. Abelisauridae. In: Currie, P.J. & Padian, K.P. Encyclopedia of Dinosaurs. San Diego: Academic Press. Pp. 1-2.
^ Leanza, H.A., Apesteguia, S., Novas, F.E., & de la Fuente, M.S. 2004. Cretaceous terrestrial beds from the Neuquén Basin (Argentina) and their tetrapod assemblages. Cretaceous Research 25(1): 61-87.

Achelousaurus


Achelousaurus (Yunanca, Achelous ‘Yunan nehir tanrısı’, sauros ‘kertenkele’) ,Achelousaurus’un Geç Kretase devrinde, Kuzey Amerika’da yaşadığı sanılmaktadır. Papağan benzeri gagası, burnu ile gözlerinin üzerinde kemikli çıkıntılar ve uzun yakasının sonunda iki boynuzu olan, dörtayaklı bir otoburdur. 6 metrelik uzunluğuyla, orta boyda bir ceratops dinozordur.
1995 yılında, Scott Sampson tarafından adlandırılmıştır. Özel isim, Montana’daki dinozor keşifleriyle tanınan önemli bir Amerikalı paleontolog olan, Jack Horner’in onuruna verilmiştir. Bilinen üç kafatasında da, diğer ceratops dinozorlarda boynuzların olduğu yerlerde, kemikli çıkıntılar vardır.

İlk bilgiler, Achelousaurus’un, Einosaurus(Achelousaurus gibi yakasının sonunda iki boynuz vardır) gibi değişik boynuzlara sahip ceratopslar ile boynuzsuz Pachyrhinosaurus arasında geçiş formu özelliği gösterdiğini işaret etmişti. Aynı soy çizgisinden olup olmadıkları belirsiz olsa da, bulunan bu üç örnek te, Ceratopsidae familyası ve Centrosaurinae altfamilyası içinde, Pachyrhinosaurini oymağına en azından yakın görünmektedir; çoğunlukla da birleştirilir(Sampson, 1995; Dodson et al., 2004).
Achelousaurus, Montana’nın Campanian (Geç Kretase devrinde bir evre) formasyonlarından bilinir (83-74 milyon yıl önce). Achelousaurus, bu formasyonun en üst bölümünde bulundu; bu yüzden, bu devrin sonlarına doğru yaşadığı tahmin ediliyor. Bu formasyonda bulunan diğer dinozorlar; Daspletosaurus, Bambiraptor, Euoplocephalus, Maiasaura ve Einiosaurus’ tur.
Achelousaurus’ un bilinen üç kafatası da Bozeman’daki Rockies Müzesi’nde bulunmaktadır. Yetişkin bir Achelousaurus’ un kafası (yakasındaki boynuzlar dahil) 1.6 m kadardır.
Referanslar [değiştir]

Bu makalenin çoğu Wikipedia'nın aynı başlıklı İngilizce makalesinden alınmadır. İngilizce makalenin gösterdiği kaynaklar aşağıdadır.
Dodson, P., Forster, C.A., & Sampson, S.D. 2004. Ceratopsidae. In Weishampel, D.B., Dodson, P. & Osmolska, H. (Eds.) The Dinosauria (2nd Edition). Berkeley: University of California Press. Pp. 494–513.
Horner, J.R., Varricchio, D.J. & Goodwin, M.B. 1992. Marine transgressions and the evolution of Cretaceous dinosaurs. Nature 358: 59-61.
Sampson, S.D. 1995. Two new horned dinosaurs from the Upper Cretaceous Two Medicine Formation of Montana; with a phylogenetic analysis of the Centrosaurinae (Ornithischia: Ceratopsidae). Journal of Vertebrate Paleontology 15(4): 743-760.

Luis Alverez


Luis Walter Alvarez (San Francisco 13 Haziran 1911 – 1 Eylül 1988'de Berkeley, Kaliforniya'da) Amerika Birleşik Devletleri fizikçilerinden ve mucitlerdendir. Uzun profesyonel kariyerinin neredeyse hepsinin Kaliforniya Üniversitesi'nde geçirmiştir.
1968 yılında Nobel Fizik Ödülünü kazanmıştır ve 40'tan fazla patenti vardır. Bu patentlerden birkaçı kazanç sağlanabilecek buluşlardı. 1978'de National Inventors Hall of Fame'e dâhil edildi.
Konu başlıkları  [gizle]
1 Biyografisi
1.1 İlk yılları
1.2 Daha sonraki yılları ve kariyeri
2 Dinozorların yok olması konusundaki çalışmaları
3 Kaynakça
Biyografisi [değiştir]

İlk yılları [değiştir]
Alvarez ailesi Latin Amerikalı soydandı. Luis Walter, bir zamanlar Mayo Kliniği'nde araştırmacı ve bir doktor olan Walter C. Alvarez'in ve Harriet Smythe'in oğlu, Havai'de doktor olup lekesel cüzzama karşı daha iyi bir teşhis bulan Luis F. Alvarez'in torunudur. Teyzesi Mabel Alvarez, yağlı boya resime kendini vermiş Kalifornya'lı bir sanatçıydı. Bir oğlu olan Walter Alvarez de Berkeley'de kampüsü olan Kalifornya Üniversitesi'nde jeoloji profesörüydü.
Alvarez, 1932'de lisans, 1934'te lisansüstü ve 1936'da doktora diplomasını aldığı Chicago Üniversitesi'nde eğitim gördü.
= II. Dünya Savaşı sırasında Alvarez'in askerî teknoloji üzerindeki çalışmaları en önemlidir. Manhattan Projesi ve atom bombasını düşüren Alberta Projesi'nin en önemli elemanlarındandı. The Great Artiste'le bilimsel gözlemci olarak bombanın atılışını izledi.
Alvarez ve üniversite öğrencisi Lawrence Johnston, Üçleme ve Nagasaki bombaları'nda kullanılan küresel iç patlarları için patlayan kablo ateşleyicisini tasarladılar [1]. Radar ve navigasyon konusunda da önemli çalışmaları vardır. 1945'te Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti'nin havacılık konusundaki en yüksek ödülü olan Collier Ödülü'ne kötü görüş şartlarında uçakların inişe geçmesini kolaylaştıran Yer Kontrollü Yaklaşma (YKY) sistemini geliştiridiğinden lâik görüldü.
Alvarez, ayrıca "foo fighters" diye adlandırılan ve II. Dünya Savaşı'nda gözlenen UFOlarla ilgili raporları da inceledi[1].
Daha sonraki yılları ve kariyeri [değiştir]
1968 yılında Nobel Fizik Ödülünü "geliştirdiği hidrojen kabarcık odası ve veri analiziyle çok sayıda rezonans hâli keşfedildiği"nden ona verildi. Bu araştırmalarla bilginlere parçacık hızlandırıcılarında kısa ömürlü parçacıkların kaydı ve incelenme imkânı verilmişti. 1987'de ABD Enerji Bakanlığı, ona Enrico Fermi Ödülü'ne lâik gördü.
Alvarez geliştirdiği jet geri tepme teorisiyle John F. Kennedy suikastı sırasında presidentin başının niçin arkadan vurulmasına rağmen geriye teptiğini açıkladı ve böylece Lee Harvey Oswald'in suçlu olduğunu gösterdi.
Dinozorların yok olması konusundaki çalışmaları [değiştir]

1980'de Alvarez ve oğlu Walter, asteroit çarpma teorisini taktim ederek Kreates çağ sonuna âit katmanlardaki aşırı yüksek iridyum yoğunluğunu açıkladı.
On yıl sonra ilk önerisi olan ve Chicxulub adı verilen büyük çarpışma kraterinin Meksika açıklarında bulunmasıyla teori doğrulanmış oldu. Böylece Dünya dışı bir cisimle dinozorların yok oluşu, bugün bilginlerce kabul edilir bir açıklama olarak görülmektedir.

triceratops


Triceratops, 68-65 milyon yıl kadar önce (Geç Kretase dönemi) Kuzey Amerika'da yaşamış otobur bir dinozor türüdür. Kretase döneminin sonunda pekçok canlının yokolduğu büyük felakete kadar yaşamış son dinozor türlerindendir. Triceratops, iri, dört ayaklı bedeni; büyük, kemikli bir yaka ve üç boynuz taşıyan başı; günümüz gergedanlarına olan benzerlikleri ile en kolay tanımlanabilen dinozor türlerinden biridir. Ayrıca, bilinen en büyük etobur dinozorlardan olan Tyrannosaurus ile aynı alanı paylaşmıştır ve onun avladığı hayvanlardandır.
Triceratops horridus ve Tyrannosaurus rex
Tanımlandığı 1887 yılından bu yana, henüz tam bir fosili bulunmuş olmasa da, toplanan pek çok kısmi kalıntıdan hareketle iyi tanınan bir dinozordur. Kafalarındaki yakanın ve boynuzlarının fonsiyonu, uzun süre tartışmalara konu olmuştur. Çoğunlukla avcılara karşı savunma silahları olarak görülürler. Ayrıca yeni teorilere göre; bunlar, tıpkı günümüz hayvanları gibi, tür içinde kur yapmak ve üstünlük göstermek amacıyla kullanılmış olabilirler.
Triceratops, paleontologlar tarafından grubu içinde tam olarak nasıl yerleştirileceği konusu tartışılsa da, ceratopsid dinozorlar arasında en iyi bilinenidir. Triceratops horridus ve Triceratops prorsus ismi verilen iki türü geçerli sayılır. Bununla beraber başka pekçok isimlendirilmiş örneği de vardır.

Konu başlıkları

  [gizle

Kökenbilim [değiştir]

Triceratops, 'üç boynuzlu yüz' anlamına gelir. Yunanca, tri/τρι - "üç", ceras/κέρας - "boynuz" ve ops/ωψ - "yüz".

Gücü [değiştir]

O zamanlarda Tyrannosaurus Rex ile aynı bölgeleri paylaştığı için hep kıyaslanmıştır. Ayrıca ikisinin dövüş teknikleri farklıdır. Triceratops ne kadar da Tyrannosaurus Rex'in bölgelerini işgal etsede o kendisini hep Tyrannosaurus Rex 'den korumuştur. Tyrannosaurus Rex'in o düşüncesi bile korkunç olan ağzından korkan diğer dinozorlar gibi değildi Triceratops. Tyrannosaurus Rex'in ağzı ve Triceratops'un boynuzları fazlasıyla karşılaşmıştır. Ne kadar Tyrannosaurus Rex 'sürüngenlerin kralı' olarak adlandırılsa da Triceratops'un boynuzlarına boyun eğmiştir. Dövüşlerinde Tyrannosaurus Rex hep Triceratops'un boynuzlarına saldırmıştır. Ama Triceratops yine de dinozorların en güçlüsü olmayı başarmıştır. Tyronnasaurus Rex o saldırıcı hali Triceratops'un boynuzlarından darbe alınca o saldırıcı halinden eser kalmamıştır. Tyrannosaurus Rex'in de yenmişliği olur . Ama Triceratops Tyrannosaurus Rex'e göre daha çevik olduğu için büyük bir ihtimalle kurtulmuştur. Dünyanın en güçlü 3 dinozoru ise şöyledir.
1.Triceratops

Tanımlama [değiştir]

Triceratops horridus
Yetişkin bir Triceratops, 7.9-9 m uzunluğa, 2.9-3 m yüksekliğe, 6.1-12 ton ağırlığa erişebilir. Onu diğerlerinden ayıran en belirgin özelliği, kara hayvanlarının en büyüklerinden olan kafasıdır. Başı 2 m ve hatta boyunun üçte biri kadar uzunlukta olabilir. Burnunun üzerinde bir ve gözlerinin üzerinde yaklaşık 1 m uzunluğunda 2 adet boynuzu; kafasının arkasında da görece kısa ve kemikli bir yakası vardır. Yakalı dinozorların çoğunun yakasında boşluklar olmasına rağmenTriceratops ’unki dolu ve sağlamdır.
Triceratops sağlam yapılıdır ve yine kuvvetli, beş parmaklı ön, dört parmaklı arka ayaklara sahiptir. Kesinlikle dört ayaklı olmasına rağmen, duruş şekli bazı tartışmalar doğurmuştur. Başlangıçta ön ayaklarının, başının ağırlığını taşıyabilmek için yanlara doğru açılı durduğuna inanılırdı. Bu duruş Charles Knight ve Rudolph Zallinger’in çizimlerinde görülebilir. Bununla birlikte boynuzlu dinozorlardan kalan ayakizlerinin incelenmesi ve iskeletlerin son yeniden inşaları gösteriyor ki, Triceratops’un, tam olarak dikilmek ile yayılmak arasında dik bir duruşu vardı(gergedanlar gibi). Bu sonuç, besleme için yayılan bir yürüyüşü engellemez.

Sınıflandırma [değiştir]

Triceratops, geniş bir Kuzey Amerika boynuzlu dinozorlar ailesi olan ‘Ceratopsidae’ nin en bilinen üyesidir. Bu aile içindeki yeri yıllarıdır tartışılagelmiştir. Karışıklık, çoğunlukla kısa, katı yakanın birleşmesi (Centrosaurinae gibi) ve uzun boynuzların (Chasmosaurinae olarak ta bilinen Ceratopsinae gibi) üzerinde oldu. R. S. Lull, boynuzlu dinozorların ilk incelemesinde, biri Triceratops’a öncülük edenMonoclonius ve Centrosaurus, diğeri Ceratops ve Torosaurus ile birlikte olmak üzere, onu bugün anlaşıldığı gibi bir centrosaurinae yapan iki nesil varsaydı. Bu görüşe dayanan son revizyonlar, biçimsel olarak birinci, kısa yakalı grubu Centrosaurinae (Triceratops’u da kapsayan) ve ikinci uzun yakalı grubu Chasmosaurinae şeklinde tanımlar.
Triceratops
1949’ da C. M. Sternberg, kafa ve boynuz yapısına bakarak Triceratops ’un Arrhinoceratops veChasmosaurus’a yakın olduğu ve onu ceratopsine (kendi kullanımına göre chasmosaurine) yapan soruyu ortaya attı. Yine de Triceratops’u Centrosaurinae içinde sınıflandıran John Ostrom ve sonrasında David Norman tarafından büyük ölçüde görmezden gelindi.
Sonraki keşifler ve analizler, Lehman’ın 1990 yılında heriki alt türü de tanımlaması ve birkaç morfolojik özelliğin esasında Triceratops ’u ceratopsinae (kendi kullanımına göre chasmosaurine) olarak göstermesi ile birlikte, Sternberg’in Triceratops’un konumu konusundaki görüşünü destekledi. Aslında, kısa yakası dışında ,ceratopsine ile uyum gösterir. Peter Dodson’ ın, 1990’daki bir klasdistik analiz ve 1993’teki RFTRA (resistant-fit theta-rho analysis) isimli, sistematik olarak kafatası şeklinde ölçü benzerliklerini ölçen morfometrik tekniğe dayalı bir çalışmayı içeren daha ileri bir araştırması, Triceratops’un ceratopsine içindeki konumunu güçlendirmiştir.

Keşifler ve örnekler [değiştir]

İsimlendirilen ilk örnek, 1887 baharında Denver, Colorado yakınlarında bulunan boynuzlardı. Bu örnek, ona, Pliyosen devrinde yaşamış olağandışı bir bizon olduğuna inanarak, Bison alticornis adını veren, Othniel Charles Marsh’a gönderildi. Gelecek yıla kadar parça parça kalıntılardan Ceratops türünün ilanını gördüğünde, boynuzlu dinozorların olduğunu anladı; ama hala Bison alticornis’in bir Pliyosen memelisi olduğunu düşünüyordu. Fikrini değiştirmesi, üçüncü ve çok daha tam bir kafatasının bulunması ile gerçekleşti. Örnek, 1888’de John Bell Hatcher tarafından Wyoming’in Geç Kretase kayalıklarında toplandı ve başlangıçta başka bir Certops türü olarak tanımlandı. Marsh, iyi düşündükten sonra, Bison alticornis’in başka bir Ceratops örneği olduğunu kabul ederek fikrini değiştirdi ve ona Triceratopsismini verdi. Triceratops kalıntıları, sonradan, Amerika’da (Montana ve Güney Dakota) ve Kanada’da da (Saskatchewan ve Alberta) bulundu.
Triceratops iskeleti, Senckenberg Müzesi
Triceratops prorsus, Minnesota Bilim Müzesi
Triceratops horridus, Amerikan Doğa Tarihi Müzesi-New York

Geçerli örnekler [değiştir]

• T. horridus (Marsh, 1889) (başlangıçta Ceratops) (tür örneği)
• T. prorsus (Marsh, 1890)

Kuşkulu örnekler [değiştir]

Bu örnekler, nomina dudia (kuşkulu isimler) sayılırlar ve çok eksik, tamamlanmamış, diğer Triceratops örneklerinden ayırt edilemeyen fosillere dayanırlar.
• T. albertensis (C.M. Sternberg, 1949)
• T. alticornis (Marsh, 1887 (başlangıçta Bizon))
• T. eurycephalus (Schlaikjer, 1935)
• T. galeus (Marsh, 1889)
• T. ingens (Lull, 1915)
• T. maximus (Brown, 1933)
• T. sulcatus (Marsh, 1890)

Yanlış ayrılmışlar [değiştir]

• T. brevicornus (Hatcher, 1905) (=T. prorsus)
• T. calicornus (Marsh, 1898) (=T. horridus)
• T. elatus (Marsh, 1891) (=T. horridus)
• T. flabellatus (Marsh, 1889) (=T. horridus)
• T. hatcheri (Lull, 1907) (=Diceratus hatcheri)
• T. mortuarius (Cope, 1874) (nomen dubium; başlangıçta Polyonax; =Polyonax mortuarius)
• T. obtusus (Marsh, 1898) (=T. horridus)
• T. serratus (Marsh, 1890) (=T. horridus)
• T. sylvestris (Cope, 1872) (nomen dubium; başlangıçta Agathaumas sylvestris)

Paleobiyoloji [değiştir]

Triceratopslar, genellikle sürüler halinde yaşayan hayvanlar olarak resmedilseler de, bu konuda henüz yeterli kanıtlar yoktur. Boynuzlu dinozorların birkaç diğer cinsi, fosil yataklarında korunmuş, ikiden yüzlere hatta binlere kadar bireyden bilinirkenbilinirken, şimdiye kadar sadece bir adet Triceratops kalıntılarının ağırlıklı olduğu fosil yatağı bulunmuştur: Güneydoğu Montana’da, üç genç örneğin kalıntılarının olduğu bir site. Sadece genç örneklerin bulunması açısından önemli olabilir.
Triceratops, yıllardır, yalnız bireylerin fosillerinden bilinir. Bununla birlikte, bu kalıntılar çok yaygındır. Örneğin Minnesota Bilim Müzesi’nin paleontologlarından Bruce Erickson, Montana’da 200 adet Triceratops prorsus fosili gördüğünü kaydetmiştir. Benzer şekilde, Barnum Brown, alanda 500 adet kafatası bulduğunu söylemiştir. Çünkü Triceratops dişleri, boynuz, yaka ve kafa parçaları, Geç Kretase dönemi Kuzey Amerika’sında çok bol bulunan fosillerdir. Bu onu devrinin en baskın otobur türlerinden biri yapar. Robert Bakker’in 1986’daki hesabına göre, Kretase dönemi sonunda, büyük dinozorlar aleminin 5/6’sını Triceratopslar oluşturmuştur. Diğer hayvanların aksine, kafatası fosilleri, iskeletin diğer bölümlerine göre daha fazla bulunmaktadır. Bunun nedeni kafatasının sıradışı yüksek korunma potansiyelidir.
Kretase döneminin sonunda pekçok canlının yokolduğu büyük felakete kadar yaşamış son boynuzlu dinozor türlerindendir. BenzerleriDiceratus ile Torosaurus ve daha uzak akrabası Leptoceratops ta o devirlerde hala yaşıyorlardı; ama kaıntılarına nadiren rastlanır.

Diş yapısı ve beslenmesi [değiştir]

Triceratops kafatası
Triceratops, yere yakın duran başı yüzünden büyük olasılıkla kısa otlar ile beslenirdi. Boynuzları, gagaları ve iri gövdeleriyle yüksek bitkileri de devirebildikleri sanılıyor. Çeneler, beslenmek, koparmak ve ısırmak için daha iyi olduğuna inanılan, derin ve dar bir gagayla son bulur.
Dişleri, pil adı verilen 36-40 diş sütunundan oluşan gruplarda düzenlenmiştir. Çenenin her iki tarafında da, hayvanın boyuna bağlı olarak, 3-5 dişten oluşan kolonlar vardı. Bu, değişik zamanlarda sadece bir bölümü kullanılabilen, 432-800 arası diş demektir. Diş değiştirme, hayvanın yaşamı boyunca sürerdi. Dişler, dikeyden az dikey yöne doğru kırkarak iş gördü. Triceratopsların iri bedenleri ve fazlaca olan dişleri, onların bol miktarlarda lifli bitkilerle beslendiklerini gösterir.

Yakası ve boynuzlarının fonksiyonu [değiştir]

Triceratops’un yakası ve boynuzları ile ilgili çok fazla kuram vardır. İki ana teori, bunların kavgada ya da kur yapmada kullanıldıkları üzerindedir.